Cuma, Ağustos 19, 2005

Creative Commons:
"Gündüz insan, gece hırt" mı?


Blogger'ın altyapısında bugünlerde büyük bir inşaat faaliyeti hüküm sürüyor. Bu nedenle de "cümlealem Blogger cemaati" son birkaç günü XML servisleri, publishing sorunları ile boğuşarak geçirdik. Muhtemel bir Atom ve Pyhton uyuşmazlığı sonrasında Gezegen Linux'un da update düzeninin de içine ettikten sonra, Gezegen Linux üyeliğime 24 saatliğine bir "es" verildi. Benzer sorunları yaşayan arkadaşlara, XML uyuşmazlığını Feedburner'a geçerek çözdüğümü söyleyeyim...

Muhtemelen ilk defa benden duyacağınız bir haberle başlayalım işe. Google firması yakın bir gelecekte Blogger 2.0 adıyla duyuracağı yeni servislere hazırlanıyor. Dedikodular, Google'ın artık çöp blogların barınamayacağı, sayısız eklenti ile ilginç entegrasyonlara (Örneğin Google Earth ile... Nasılını sormayın, ben de tam bilmiyorum:)) gidilecek yeni bir blog altyapısının bizlere sunulacağı yönünde... Örneğin iki gündür gördüğümüz "flag" uygulaması, bu yeni servislerin ilki.

(...)

Joichi Ito adı size bir şeyler anımsatıyor mu? Pek kısa sayılmayacak bir süredir dünya medyasının dikkatlerini üzerine çeken bu genç Japon, son birkaç yılımıza damgasını vuran en sıradışı beyinlerden biri. Henüz 39 yaşında olmasına rağmen; milyonlarca siteyi endeksleyen Technorati'nin başkan yardımcısı, ICANN'in yönetim kurulu üyesi, Japan Infoseek kurucusu, Open Source Iniative'in yürütücülerinden biri, ağustos ayı itibariyle Mozilla Foundation'ın da yöneticilerinden biri olan Joichi Ito'nun taşıdığı en ilginç şapkaysa hiç kuşkusuz, Creative Commons'un fikirbabalarından biri olması...

Peki, özgür yazılımı ve açık toplumu böylesine savunan bir kişi, Amerikan ordusuna askeri eğitim yazılımı üreten bir firmanın da sahibi olabilir mi? Creative Commons'un son zamanlarda başını en çok ağrıtan sorulardan biri bu.

Yapılan iş, Creative Commons'un felsefesine ya da Mozilla'nın kaynak kodlarına doğrudan ya da dolaylı bir şekilde halel getirmese de, bu işlere girişen bir kişinin "politik duruşu" itibariyle "pek hoş bir durum" olmadığı, bir gerçek...

Joichi Ito, kurucularından olduğu 3DSolve firmasının Amerikan ordusuna üç boyutlu askeri simülasyonlar hazırlamadığını saklamıyor: "Evet, bu firma üç boyutlu simülasyonlarda kullanabileceğiniz, açık standartlara dayanan bir yazılım altyapısı yarattı ve bunu kullananlar arasında ordu da var. Bugün NSA'in Linux'u kullanıyor olması nasıl Linux'u kötü bir şey haline getirmiyorsa, neden bizim yazılımımızın ordu tarafından kullanılması bizi kötü insanlar yapsın ki?"

Joichi Ito'nun söylediği bu cümledeki tutarlılığı görmezden gelmek zor. Ama bu tutarlılık bile, "kıldan ince kılıçtan keskince" olması gereken "politik duruş"taki yamukluğu kapatmaya yetmiyor...

Kıssadan hisse, bu yazı aslında "hiçbir şey söylemiyor"... Ama özgür yazılım ve açık standartlar ile uğraşan herkese hayattaki duruşlarının "kıldan ince kılıçtan keskince" olması gerektiğini hatırlatıyor...



Günün sözü: "Parayı A tipi fon ile döviz sepetine yatıracaan, altı ayda ikiye katlayacak şerefsizim!" - Karl Marx

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben bu 'durus' isleri konusunu tam anlayamiyorum. Einstein dahil bir suru bilim adaminin buyuk gayretlerle daha birkac gun evvel yildonumu olan vahseti hazirlamak icin ABD devletine baski yaptiklarini unutmayalim. Belki bu konuda oranin askerlerinin soyledikleri en durustce: 'halkimiz bizim yaptigimiz islerden hoslanmiyorsa, onlara tavsiyemiz SAVAS CIKARTMAMALARI olacaktir'[1] seklinde ifade edilebilen birsey soyluyor bazilari. Guc odaklari ve suurlu/suursuz propagandanin sosyal dinamiklerini etkileyip siyasi otoriteyi vahsete ve/veya diger zararli islere yonelttigini sezebiliyorum biraz, ama bu tip adamlarin 'durus'larinin en nihayet mensubu olduklari milletin devletine her sey oturduktan sonra en son noktada hizmetle ilgili oldugunu dusunuyorum. Bizim kendi NSA muadilimize dagitim hazirlatirken icinde oldugumuz duygulari da bir dusunelim. Demek istedigim, o mal/hizmet alimi noktasina gelininceye kadar sirf pasif durusla ve ticaretle degil faal olarak maddi/manevi simdi problem olarak ortaya cikan gucleri dogrudan besleyen buyuten milyonlarca insan var. Bunlarin niyetleri kotu olmadigi gibi attiklari adimlara kendi baslarina bakildiginda makul ve faydali belki kacinilmasi muazzam kulfetli olarak da da gorulebilir. Sorumlulugu hangi zaman diliminde kime dagitacagiz acik degil. Yukarida verdigim asker lafi dogru ama aciklayici degil, obur ucta Usame Bin Ladin'in soyledigi 'madem o devleti besliyorsunuz, hesabini hepinizden soracagim' kolayciligi var. O da hem dogru degil hem cekici/kolay oldugu icin cok tehlikeli bence (Bazi bakimlardan Bush'un kadrosunun tarzinin yakin akrabasi o gorus tabii). Kuran-i Kerim'den bu konularda cok alintilanan Enfal suresi 25. ayet var, ondan alinti yapip pek de birsey soylemeden bitireyim bari: "Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz."

[1] Jaopnya nukleer+yangin bombasi ile bombardiman vahseti filanla ilgili LeMay gibi adamlarlarin soyledigi seyler vardi aklimda aslinda ama beynimin calisacagi tuttu Felluce saldirisi ile ilgili su alinti aklima geldi: "What does the American public think happens when they tell us to assault a city?" one of them said. "Marines don't shoot rainbows out of our asses. We fucking kill people." tamami Dead-Check in Falluja