Salı, Şubat 21, 2006
Copyleft muz mudur?
Sayın Koray Löker'e cevabımdır:
Birincisi: Copyleft, bir takım metinleri "kaynağını belirtmeksizin" istediğiniz gibi yayınlayabileceğiniz anlamına gelmez. GPL de gelmez, genel ahlak kurallarına da sığmaz bu...
İkincisi: "Ticari bir mecra olan matbu yayınlarda yayınlamak için izin alın" demek, kullanmış olduğum by-nc-sa lisansının bir gereğidir. Yazılarımın benim arzum dışında ticari mecralarda kullanılmasına da izin vermiyorum. Nokta.
Ben ekmeğimi yazı yazarak kazanan birisiyim ve yaptığım iş, bir A. Murat Eren ya da Barış Metin'in hatta sizin kod yazarak yaptığınız işle aynı prensiplere sahiptir. Nasıl siz, kodlamış ve GPL ile lisanslamış olduğunuz bir yazılımın kaynak kodlarını başkalarının kullanımına açıyorsanız, CC lisansı ile ben de açıyorum. Hatta aynı şartlarla: "Kaynağını belirtecek (by), isterse üzerinde oynamalar yaparak çoğaltabilecek ve aynı şartlara dahil olmak kaydiyle dağıtabilecek (sa)."
Açıkçası sizin neye itiraz ettiğinizi henüz anlayabilmiş de değilim. Benim itiraz noktam, başkalarının yazımı kullanmasına değil, bunun kaynak belirtmeksizin ya da ticari kullanımlarda izin almaksızın yapılmasına yönelik...
Allah Allah! Ben mi anlatamıyorum acaba?
Bir nokta daha var: 5846 No'lu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çok açıktır: Matbu ve matbu olmayan her türlü ortamda "eserin çoğaltma ve yayma hakkı" eser sahibine aittir. Madde 23 "Yayma Hakkı"nı, Madde 24 ve 25 ise "Temsil Hakkı"nı düzenler. Kısacası Levent Cantek gibi bir yayıncının bilmemesine şaşırdığım bu maddeler, tartışmaya mahal bırakmayacak kadar açıktır.
Üstüne üstlük basın ve yayın kanunlarımız, matbu ortamdaki bir yazıdan yapılabilecek tanıtım amaçlı alıntı miktarını bile düzenler. Şimdi ilgili mevzuat önümde olmadığı için yanılabilirim ama ilgili maddeler içinde "kitap tanıtımında alıntının eserin yüzde 2'sinden fazla olmaması" türünden ilginç ayrıntılar bile vardır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu sadece Ali Işıngör'ü değil, sayısız kitap yazmış Levent Cantek'i de, Umberto Eco'yu da, Nutuk'u günümüz Türkçe'sine uyarlayan çevirmenin de hakkını "emek hırsızlarına, korsan yayıncılara" karşı korur. Ve bunu yazarların yazdıklarıyla hayatta kalması, ve her şeyden önemlisi ekonomik bağımsızlığını koruyabilmesi için yapar...
Bir detay daha var: Burkina Fasa Fiso'da içinde bir görseli kullanılan Ken Parker çizgi romanının Türkiye'deki yayın hakları, sevgili arkadaşım Murat Mıhçıoğlu'nun sahibi olduğu Rodeo Yayıncılığa aittir. Ve tamamen izinlidir :)...
Ayrıca bu resim, Bonelli grubu tarafından internete konan ve CC lisansı ile kullanıma açılmış bir resimdir :).
Not: Bu yazıyı tekrar okuduğumda gereksiz bir şekilde sert ve kırıcı olduğunu gördüm. Yazıyı törpülüyor, ve çevreye verniş olabileceğim rahatsızlıktan ötürü özür diliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
hayret ettim açıkçası son 2 yazınızı okuyunca. bu işleri en yapmaması gereken insanlar yapmamalı tabiiki. imam gazı kaçırınca cemaatin ne yapacağını atalarımız çok güzel belirtmiş ve bize söyleyecek söz bırakmamışlardır yoksa.
Koraycığım,
Bu son yazıyı senin yazını görüp de çıldırdığım bir anda yazdım. Biraz sakinleştikten sonra şimdi bakıyorum da "gereksiz bir şekilde" sert olmuş.
Seni kırabilecek ifadelerim için özür dilerim.
Birazdan yazıyı törpüleyeceğim.
Sağlıcakla-Ali
Ben bir seyi anlamadim :
İkincisi: "Ticari bir mecra olan matbu yayınlarda yayınlamak için izin alın" demek, kullanmış olduğum by-nc-sa lisansının bir gereğidir. Yazılarımın benim arzum dışında ticari mecralarda kullanılmasına da izin vermiyorum. Nokta.
Diyorsunuz. Peki, http://www.seruven.org/medya.php?id=47
adresi ne matbu, ne de (bildigim kadariyla) ticari kullanim.
Yine de, "benim yazim, seruven.org'da boyle yayinlamasini istemiyorum/dogru bulmuyorum/sorsalardi iyi olurdu" vs diyebilirsiniz bence, ama yukarida "İkincisi..." diye taminladiginiz nedenle dava acma tehdidi biraz garip olmuyor mu ?
Ekin Bey,
CC ile lisanslanan Burkina ile Basın Kanunu'na tâbi olan Focus'u karıştırıyorsunuz.
Serüven dergisinin yayınladığı metin, siteden değil, direk bir dergiden "taranarak" alınmış.
Üstelik bu, o sayının henüz piyasada olduğu bir dönemde, derginin bayide satışını da engelleyecek bir tarzda, "son harfine kadar" internete taşınmasıyla yapılmış.
İşin emeğe saygısızlık, okura saygısızlık, meslektaşlarına saygısızlık kısımlarını bir kalemde geçiyorum...
Ben bu yazıyı aylar sonra, hem okura hem de Focus'a "ayıp olmaması için" üzerinde bazı ekler ve düzeltmeler yaparak Burkina'ya zaten taşıdım!
Eğer alıntıyı buradan yapmış olsalardı, elbette bir sorun kalmazdı. Sorun, emeğe saygısızlıktan ve emek hırsızlığından şikayetçi olan bir kesimin, "aynı yöntemleri" kullanmaktan kaçınmamış olmasıdır.
Ali Bey neden cevap verip zaman harcıyorsunuz.Mahkemeye verin cezalarını çeksinler.Örnek olacak bir iş yapıyorsunuz.Herkes cebine atmayı biliyor.Saygılarımla
Moe
Bu alana yeni yorumlar kabul edilmeyecektir.
Yorum Gönder