Cumartesi, Ocak 28, 2006
Panthera pardus tulliana
Sevgili Barış Metin'in Pardus'un geleceği ve önümüzdeki dönemde başlayacak tanıtım kampanyasına dair yazdıklarını açıkçası sevinerek okuyorum. Ben de bu dönemde elimden gelen desteği, hem sanat-pardus hem de basın tarafında vermeye çalışacağım. Ama açıkcası canımı fena halde sıkan bir "küçük ayrıntı" var...
Pardus'un basın bültenlerinde, Pardus hakkında sağda solda çıkan tüm haberlerde şu ibareyi görmeye başladım: "Türkiye'de yaşayan son büyük kedi olan Anadolu Parsı ile en son karşılaşma, resmi kayıtlara göre 17 Ocak 1974'te Ankara Beypazarı'nda gerçekleşti."
Son olarak bu ibareyi, proje liderimiz Erkan'ın yazısında gördüm.
Öncelikle düzeltelim. Anadolu Parsı ile 1974'ten sonra da "çok sayıda" karşılaşma yaşandı. İzleyen yıllarda Bey Dağları, Mut-Dandi Mevkii ve Kaçkarlar'da Anadolu Parsı'nın görüldüğüne dair köylülerden ve MTA mühendislerinden çeşitli ihbarlar alınmasına karşın, bu tanıklıklar bilimsel açıdan kabul edilebilecek verilerle desteklenememişti.
Ta ki 2002 yılına kadar...
2002 yılında Kaçkar Dağları'nda Marmara Orman Bölge Müdür Yardımcısı Erkan Kayaöz ve fotoğrafçı Cemal Gülas, yaşayan bir Anadolu Parsı'nı fotoğraflamayı başardılar. Bu kare, TRT 2'de yayınlanan "Zamanın Tanığı" adlı belgeselde de gösterildi.
2004 yılında bir karşılaşma daha yaşandı. Bu seferki randevu, Doğu Karadeniz'de Pokut Yaylası'ndaydı...
Açıkçası kızgınım. Bilinçsiz avcıların, cahil köylülerin, doğa talanının yok edemediği "Panthera pardus tulliana" konusunda herkesten önce bizim hassas davranmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü...
Google diye bir araç var elimizin altında. Buna da mı bakmadın Erkan?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Kendi yazıma ilk defa yorum yazıyorum ama bunu söylemezsem bu gece rahat uyuyamayacağım.
Erkan Tekman benim için bir "aslan parçası"dır ve onu üzmek gibi bir niyetim asla yoktur. Yaptığım sadece başkası söylemeden önce "çuvaldızı" kendimize batırmak.
Erkan'ı ailecek (ben, Özlem ve "Pardus'un üç boy küçüğü" Van kedimiz) çok seviyoruz. :)..
Sevgili Ali,
Google'a bakmadan önce Cemal Gülas'la bağlantı kurduk, ta Çalışan CD zamanında, hatta daha CD görüntüsü hazır olmadan. Bağlantıyı da sevgili A. Murat Eren'imiz kurmuştu. Sitesinin bağlantılarını web sitemizde ve CD kutumuzda kullanmak için izin istedik. Bu arada Rize-Artvin dağlarına her gidişinde Pardus'un gerçeği ile, artık rutin olarak, karşılaştığını öğrendik ve çok sevindik. Sevgili Gülas programımıza Pardus adını vermemizden çok memnun oldu ve gezilerinden birinde istersek ekipten bir kişiyi de yanında götürebileceğini söyledi.
Ayrıca sevgili Gülas'ın belgesellerine, gece geç vakit çalışırken yanda kenarda açık bir TV'den rahatsız olmayan, hatta kimi zaman tercih eden birisi olarak, TRT2'de zaman zaman rastlıyorum. Bir gece yarısında da Pardus'un kameraya yakanlanışını izleme fırsatını buldum. Hayli bulanık görüntülerdi söz konusu olan, 50 m kadar ileride grimsi bir yaratık çalıların arasına zıplayıp kayboluyordu. Bunun dışında elimizdeki tek "kanıt", sevgili MEren'in deyişi ile Pardus'un "kaka"sı.
Peki, neden kimi bültenlermizde bu vurgulanırken kısa geçenlerde sanki soyu tükenmiş gibi duruyor Pardus'çuğun? Aslında basit: "Evet, Pardus yaşıyor, nesli tükenmedi" diyebilmemiz için daha kesin verilere gereksinimimiz var. Daha net ve şüpheye mahal vermeyen fotoğraf ve filmler, bir zoologun durumu onaylaması, ne bileyim yavru Pardus'ların görülmesi vb. Yoksa iyi niyetle inanmayı çok istediğimiz bir şeyi gerçek olarak sunuyor olmaz mıyız? Cemal Gülas'a inancımız tam, ama senin de bir gazeteci olarak ilk aklına gelen şey haberi doğrulatmak olmaz mıydı?
Neyse, biz de Kuzeydoğu Anadolu dağlarından gelecek "Pardus yaşıyor" haberini bekliyoruz dört gözle. Belki yarın, belki ...
dün gece ntv de projenin başındaki kişinin konuşmasını da dinledim 25000 kez indirilmiş. çok iyi bir rakam. ya bende indirir kurarım da bi sakatlık olur kullanamam bilmemne diye çekiniyorum sürekli. bir de güvenlik konusunda nasıl merak ediyorum açıkçası.
bildigim ve okudugum kadariyla, insanlar daha guvenli oldugu icin linux'u kullaniyorlar. ya da onemli sebeplerden biri de bu...
Yorum Gönder