Perşembe, Haziran 23, 2005

Google Earth Beta ve Keyhole (Bölüm 2)


Yaklaşık üç ay önce dergiye yazdığım bir yazı, inanılmayacak bir şekilde başımı ağrıttı diyebilirim. NASA'nın açık kaynak kodlu üç boyutlu dünya simülasyonu Worldwind hakkında yazdığım yazı sonrasında, inanılmaz bir mesaj trafiği ile boğuşmak zorunda kaldım. Neler başıma gelmedi ki? "Bana şu kadar MB'lık programı indirttiniz ama çalıştıramıyorum"dan .net 1.1 framework'u nasıl indireceğini soranına, NASA sunucularının neden çalışmadığına dair hesap soranına kadar onlarca kişiye tek tek cevap yazdım, sorularına cevap verebilmek için programın geliştiricilerine iki kere mail bile attım! Peki, ne oldu sonunda? Kendi yaşantımdan ve dergi mesaisinden çalarak yardımcı olduğum 30 kadar kişiden sadece "Faruk Güler" adlı okur teşekkür etme nezaketini gösterdi! Aslan Faruk...

Neyse, üç boyutlu dünya simülasyonlarına karşı artan merakım, beni Keyhole isimli bir firmanın çıkarttığı yazılımlara götürdü: Keyhole Pro ve Keyhole LT...

NASA'nın Worldwind yazılımının aksine, yeryüzü şekillerini "renderlamak" yerine uzaydan çekilmiş milyonlarca resmin oluşturduğu mozaikleri kullanan bu sistem, "fotoğraf" tabanlı olduğu için çok daha gerçekçi sonuçlar yakalıyordu. Öyle ki, evinizin uzaydan çekilmiş fotoğrafını görebiliyordunuz.

Fotoğrafın render'a karşı olan en büyük üstünlüğü, gerçekçilik değil elbette. Bir kere fotoğraf, lokasyon tabanlı web hizmetlerinde çok daha hassas ve esnek bir altyapı sunuyor. Rendering sistemi daha çok GPS ve Landsat uydularının verilerine dayandığı için, özellikle kentsel alanlarda çok da ayırt edici özelliklere sahip değil. Bir örnekle açmak gerekirse: Diyelim ki, İstanbul'da Cihangir Mahallesi'nde oturuyorsunuz ve arkadaşınıza yol tarif etmeniz gerekiyor. İlk lafınız şöyle bir şey olmalı: "Sakın aşağıdan geleyim deme, Kabataş-Tophane arasındaki tramvay inşaatının çevre düzenlemesi devam ediyor!"

Halbuki, Keyhole sisteminde bölgenin uzaydan çekilmiş fotoğraflarına bakılacak olsaydı, sistem her 3 ila 12 ay içinde tüm veritabanını yenilediği için, İstanbul Belediyesi'nin inşaatı zilyon senedir devam eden bu "capolavoro"su, muhtemelen, tüm haşmetiyle uzaydan gözükecekti!

Peki, bunu neden mi anlattım? Geçtiğimiz yılın ekim ayında Google tarafından satın alınan Keyhole, Google'ın küresel hizmetler ağının belkemiğini oluşturacak. Google'ın bu hizmetler ağı önce Amerika, İngiltere ve Japonya'da; ardındansa kıta Avrupa'sı, Singapur ve petrol zengini körfez emirliklerinde hizmete girmesi bekleniyor. Lokanta bulmaktan taksi çağırma hizmetine, turistik şehir haritasından araç takibine yüzlerce farklı "lokasyon tabanlı" uygulamanın bir anlamda "teknolojik altyapısı"nı bu sistem oluşturacak.

İşin bizi ilgilendiren kısmıysa, Google'ın yani Keyhole'un şimdilik bir EULA ile verdiği bu hizmetleri, gelecekte açık kaynak koduna taşımayı hedefliyor olması. Bunun en büyük nedenlerinden biri, NASA'nın gelecekte GPL lisansı ile dağıtacağı resimleri, üçüncü kişilere yine GPL ile dağıtma zorunluluğu... NASA'nın yakın bir gelecekte, GPL ile dağıtacağı yüksek çözünürlüklü fotoğraflar, şu an uydu fotoğraflarının önemli bir kısmını Digital Globe uydularından satın alan firma için inanılmaz bir nimet. Şu anki kapalı kaynak kodlu sistemde, kapsama altına giren bölgelerin artmasıyla paralel olarak update maliyetlerinin de geometrik artışı söz konusu.

Yukardaki resim, Keyhole sisteminin Avrupa kıtası içinde kapsama alanı içine aldığı kentsel alanlar görünüyor. Aşağıda ise, aynı haritanın Ortadoğu versiyonu görünüyor. İstanbul ve Ankara'nın kapsama alanı içinde olduğunu gördüğümüz bu haritanın, Irak kısmı çok ilginç. Sanırım Amerikalıların uzun süre Irak'tan çıkmaya niyetleri yok :))....




Aslında Keyhole sistemini incelemeyi henüz bitirmedim. Buraya kadar aktardıklarım, sadece forumlarda tartışılanlara ve işin teknik özelliklerine dair. Ancak yazının da lastik gibi uzayıp okunmaz hale gelmesinden korkuyorum. Keyhole sisteminin diğer bileşenlerini, artık bir sonraki yazıda anlatırım...

Hiç yorum yok: