Salı, Haziran 28, 2005

Google Earth Beta ve Keyhole (Bölüm 3)



Sevgili Burkina Fasa Fiso okurları, "Google Earth Map ve Keyhole" isimli pehlivan tefrikamızın üçüncü bölümünde sizlerle bu sistem üzerinde hasbıhal edeceğiz... Henüz bayılmamakta ısrarcı olanlar için bir dördüncü yazının da yolda olduğunu, "iftihar ile" siz gönül dostlarımıza duyururuz... Dördüncü -ve inşallah- sonuncu yazımız, işin sunucu ayağındaki açık kaynak kodlu işlerin nasıl yürüyeceğine dair olacak...

Google'ın Keyhole firmasından satın aldığı çözümleri, kısa bir süre sonra ücretsiz ve Genel Kamu Lisansı (GPL) ile dağıtmaya başlayacağını, bunun için NASA'nın elindeki çok yüksek çözünürlüklü yeryüzü fotoğraflarını GPL ile dağıtmasının beklendiğini açıklamıştık. Google, NASA'nın bu önemli adımı atmasını beklemeden, Keyhole yazılımının hafifletilmiş bir sürümünü ücretsiz kullanıma açtı bugün. Google Earth portalı üzerinden erişebileceğiniz bu yazılım, yerkürenin orta çözünürlükteki uydu görüntülerinin yanı sıra 38 Amerikan kentinin yüksek çözünürlüklü resimlerini içeriyor. Hatta 11 MB'lık bu yazılımın içinde ABD, Kanada ve bazı Batı Avrupa ülkelerinde "route planner" olarak kullanılabilmesini sağlayacak yol haritaları da mevcut. Bu nedenle, Google Earth Map'in bu ilk ücretsiz sürümünün çıkışının, Tomtom CityMaps gibi yazılımları geliştiren şirketlerin tüm yerel ve global ofislerinde konu komşuya helva dağıtılarak kutlanacağını tahmin etmek, o kadar da zor değil...

Bu işten kazananlar da olacak elbette. Google'ın gelecekte GPL ile dünyaya sunacağı yeni veritabanları, lokasyon tabanlı işlerin yakın bir gelecekte çok ucuzlamasını ve katma değerli hizmetlerin üretilmesini sağlayacak.

Google, bu sistem ile gelecekte çehresi değişecek işlerin bir de listesini vermiş: Emlakçılık, mimari ve müteahhitlik işleri, medya ve yerel içerik sağlayıcılığı, sigortacılık, güvenlik, istihbarat, şehir planlamacılığı ve altyapı yatırımlarının korunması, kaynak yönetimi bu listedeki en ilginç başlıklar arasında.

Bütün bunları bir bilimkurgu havasında anlatmak çok hoş olsa da, teknolojinin bu denli "büyük bir göz" haline gelmesi akla başka soruları getirmiyor değil. Kısa bir süre sonra, 3 ile 12 ay arasında yenilenen çok yüksek çözünürlüklü uydu fotoğraflarının kullanımına dayanan bu sistem, tüm bu "temaşayı" bir gün uydulardan gerçek zamanlı yayına taşıyacak mı? Bizleri özgürleştirmesi gereken teknoloji, yoksa "Big Brother"ın ta kendisi mi?

Neyse, enseyi karartmamak lazım...

Hiç yorum yok: