Dün "Dünya çizgiromanında Türk imajı" başlıklı yazım için Hıbır'ın efsane karikatüristlerinden Ergün Gündüz'ün atölyesine gittim. Sanki onu yıllardır tanıyormuşum, birazdan içerden Heten Keten (Hasan Kaçan) gelecek ve koridorda kutu kola ile futbol maç döndürmeye başlayacaklar gibiydi... Ergün beni kovmazsa, bundan sonra atölyesine sık sık uğrayacağım.
Ergün Gündüz, tanıdığım en profesyonel ve işine saygı duyan insanlardan biri... Aslında onunla konuşmayı istediğim çok konu vardı: Hıbır dedikodularını, Enki Bilal'i, Gamlı Baykuş'u, Conan'ı, Suzi'nin Tommiks'e neden vermediğini, hasılı o kadar çok şey vardı ki sormak istediğim.
Neyse, onun da benden istediği bir konu var: "İstanbul efsaneleri"... Yıllardır merak edip, üzerine onlarca malzeme biriktirdiğim bir konu bu... Garibaldi'nin İstanbul'dan başlattığı İtalyan Bağımsızlık Savaşı, İstanbul'un Bizanslılardan önceki sahibi Megaralıların bıraktığı ve hâlâ ayakta duran duvar, Cervantes'in esir kaldığı dönemde İstanbul'da inşaatında çalıştığı cami...
Sanırım Ergün ile karşılıklı oturup, uzun uzun konuşacağız önümüzdeki günlerde...
Çarşamba, Nisan 13, 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder