Cumartesi, Temmuz 23, 2005

Ağustos sayısı,
Burkina Fasa Fiso
ve bol bol kaşıntı...


Bu aralar dergi, yeni muhabirlere işi anlatma ve doktorlara taşınma derken, Burkina Fasa Fiso'ya pek ilgi gösteremediğimin farkındayım. Yeni arkadaşlarla pek sorunumuz yok, işi hızla kapıyorlar. Asıl sıkıntı, haziran ayı yaşadığımız bazı sorunların beni "hasta etmiş" olması... Şaka değil; Özgür'ün omuzunun çıkması, Umida'nın aniden gidişi, Feyzi Öktem'in ortadan kaybolması derken, yaşadığım stres ve kızgınlıklar, bendenizin "Gül Hastalığı" denen bir derde kapılmasına yol açmış.

Gül Hastalığı, nedeni tam olarak bilinmeyen bir tür "cilt nezlesi". Stres ve yorgunluğa bağlı olarak çıktığı sanılan bu hastalık, vücudunuzun güneş ışınlarıyla temas etmeyen bölgelerinde garip şekilli kızarıklıklar oluşmasına yol açıyor. Bu yüzden büro hastalığı da deniyormuş bu rahatsızlığa. İlginç bir şekilde, kaşıntıyı azaltmak için önerilen en iyi ilaç, bol bol güneşlenmek... Kısacası, bulaşıcı olmayan, virütik olup olmadığı henüz kesinleşmemiş, modern çağın abidik gubidik belalarından biri...

Nasıl bir kaşıntı yapıyor, anlatamam... İşin garibi, bu kızarıklıkların kaşımamanız halinde birkaç gün sonra ortadan kaybolması! Sıkıntılı bir temmuz sayısından sonra, dergi kadrosuna dört yeni ismin katılması, bu hastalığın daha ileri bir safhasına yakalanmama engel olmuş.

Neyse, ağustos sayımızı rahat bir şekilde çıkardığımızı söylemiştim. Bu, sayının genel kalitesine de yansıdı. Ben kişisel olarak, bu ayki kapak dosyamız "Müziğin 50 yıllık tarihi"nin yanı sıra "Denizkızları" ve "Türk Lejyonerler" konularını çok sevdim.

"Türk Lejyonerler" konusundan bahsetmeden olmayacak. Feyzi Öktem ile CNN Türk editörlerinden Cengiz Özkarabekir'in birlikte hazırladığı dosyada, İkinci Dünya Savaşı sırasında adları Ali, Mehmet, Selçuk, Murat olan; aynı dili konuşan; ama farklı üniformalar altında çarpışan 300.000 (yazıyla: Üç yüz bin!) Türk'ün öyküsü anlatılıyor. Önümüzdeki aylarda Doğan Yayıncılık tarafından kitap olarak çıkacak bu ilginç konuyu, İkinci Dünya Savaşı meraklılarının kaçırmamasını öneririm...

Bu arada, Focus yazarları ortaklaşa yeni bir blog sitesi açtık. Henüz iki günlük olan bu sitede, okurlarla yeni bir iletişim ağı kurmayı hedefliyoruz. Gelecek haftadan itibaren ağustos sayısının "öngösterimleri" de burada yer alacak... Bekleriz...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Burdur'da yurtdisi dovizli askerlik yaparken gecen bir konusma.

Ben: XXX sen neredendin?

XXX: Ben Fransa'dan geldim.

Birisi: Meslek neydi?

XXX: Ben askerim orada abi.