Bu aralar en sıkı takip ettiğim blog, ünlü İtalyan komedyen/tiyatrocu Beppe Grillo'nunki... Şimdi Beppe Grillo'dan bahsetmemek olmayacak. Bu geveze ve tıknaz İtalyan, ülkesinin en büyük "başağrısı". Blogunda yazdıkları yüzünden, İtalya yeni nükleer santrallerin ihalesini durdurmak zorunda kaldı, genetik mühendislik ürünü gıdaların ülkeye girişine izin veren kanunlar değiştirildi, Telecom Italia'nın patronunun ülkeyi terketmesine ramak kaldı... Fininvest imparatorluğunun sahibi "Başbakan" Silvio Berlusconi ise o günkü blogunda yazılanlara cevap vermek için ertesi gün Corriere Della Sera'ya (Eskiden çalıştığım gazete) dört tam sayfalık ilan veriyor!
Beppe Grillo'nun blogunu her gün ortalama 80 ila 120.000 kişi okuyor. Her gün yazmadığı, ortalama üç-dört günde bir giriş yaptığı düşünülürse, her yazısı aslında 500.000 kişi tarafından okunuyor. Aslında bu rakamı, kalemindeki mizah unsuru dolayısıyla, bir kez daha üç ya da dört ile çarpabilirsiniz çünkü yazdıkları "Beppe, Silvio için bak bu sefer ne demiş" şeklindeki fıkralarla ülkede hızla yayılıyor...
Time dergisinin bile röportaj yaptığı bu müthiş adamı kelimelerle anlatmak imkânsız... Tavır olarak biraz Aziz Nesin'i az biraz da Ahmet Altan'ı anımsatan Grillo, ülkesinde Creative Commons ve Wikipedia'nın en sıkı savunucusu.
Biz Türkler için tek kötü yan, blog sitesinin sadece İtalyanca olması. Ama sorun değil, ben bundan sonra onun blogundan arada sırada alıntılar yapacağım buraya... Geçen gün onun bloglarından birinde Creative Commons'a dair duyduğum en iyi tanımı okudum:
"Eğer benim cebimde bir avro, senin cebinde de bir avro varsa ve bunları aramızda değiş tokuş edersek, günün sonunda ikimizin de cebinde birer avro kalıyor. Ama benim bir fikrim, senin de başka bir fikrin varsa ve bunları aramızda değiş tokuş edersek, günün sonunda ikimizin de cebinde ikişer fikir kalıyor!"
Bu arada sitesinde öğrendiğim yüzlerce ilginç şeyden birini, Open Cola'yı sizinle paylaşmak istiyorum. Benim gibi hem Linux'u hem de Coca Cola'nın tadını sevenler için birebir olan bu kola markası, ABD kökenli ve "son derece ciddi" bir ürün. Normal koladan tek farkı, şişesinin üzerindeki etiketin arka tarafında, bu kolanın isterseniz evinizde nasıl yapabileceğinizi size anlatması! GPL 2.0 lisansı ile dağıtılan bu kolayı süpermarketten alabileceğiniz gibi, isterseniz evde bir genişçe bir leğende üretip, kendi "distronuzu" paketleyip oturduğunuz mahallede satabilirsiniz!
Not: Open Cola'nın gerçek öyküsünü merak edenlere, "zihin açıcı" bir metin olarak, buradaki yazıyı okumalarını salık veriyorum.
2 yorum:
sitesindeki ahkam sayısı bile akıllara ziyan. misal londra terör saldırısıyla ilgili olan blog'a 1139 ahkam kesilmiş... dehşet.
en azından ingilizce bilenler için bir alternatif. online çeviri siteleri olabilir.
altavista da babelfish var mesela, galiba google da falan da var böyle hizmetler.
Yorum Gönder